Political Dynamics of Transfer: Said’s Islamist Orientalism (1982)
Atalay GündüzFew works in the humanities have wielded the influence of Edward Said’s (1935–2003) Orientalism: Western perceptions of the East (1978) within the Turkish academic landscape. The first Turkish translation of Orientalism was published in 1982 by Pınar, an Islamist publishing house devoid of scholarly pedigree. While Said attributes his motivation for writing the book to his sense of alienation as a Palestinian exile in America and the lack of recognition he experienced as an Arab, his methodology and critical approach bear the hallmarks of an academic field. Said’s work is a deconstruction of the academic field of oriental studies. According to Bourdieu, the field of origin alone cannot fully determine the meaning and function of foreign works; the receiving field is equally crucial. The significance and impact of the work in its original field are often unclear, and the process of transfer unfolds through different mechanisms. This transfer process involves multiple variables, including the selection of a title for publication, choice of the translator, labeling and classification, selection of publication series, and the translator’s influence. Within this framework, this paper aims to uncover ideological, cultural, and historical factors that contributed to Said’s Orientalism’s influence on Turkish political, intellectual, and academic fields.
Aktarımın Siyasal Dinamikleri: Said’in İslamcı Orientalism’i (1982)
Atalay GündüzBeşeri bilimlerdeki çok az akademik çalışma, Edward Said’in (1935-2003) Oryantalizm: Batının doğuya ilişkin algıları (1978) başlıklı eserinin Türkçedeki etkisini yaratmıştır. Oryantalizm’in ilk Türkçe çevirisi, akademik bir habitusa, yani ön eğilimlere sahip olmayan İslamcı yayınevi Pınar tarafından 1982’de Oryantalizm (doğubilim): Sömürgeciliğin keşif kolu başlığıyla yayımlandı. Said, Amerika’da Filistinli bir sürgün olarak yaşadığı yabancılaşma duygusunun ve bir Arap olarak yaşadığı tanınma eksikliğinin kendisini bu çalışmayı yapmaya sürüklediğini ifade etse de Said’in metodolojisi, eleştirel pratiği akademik bir alanın izlerini taşır. Politik bir ajandayla yola çıkmış izlenimi vermekten kaçınmayan Said, akademik bir alan olan şarkiyatçılık bu alanın siyasal bağlantılarını, emperyal kurumlarla olan ilişkilerini yapı sökümüne uğratır. Bourdieu’ya göre yabancı eserlerin anlam ve işlevini belirlemek için kaynak alan bilgisi ve uzmanlığı tek başına yeterli değildir, kaynak alan kadar alıcı alan konusunda da yetkin olmak önemlidir. Eserin üretim alanındaki anlamı ve işlevi hakkında bilgimiz çok sınırlıdır, aktarımın yüklendiği anlamlar ve işlevler farklı süreçlerle ortaya çıkmaktadır. Yayımlanacak eserlerin seçilmesi, çevirmenin kim olacağı, etiketleme ve sınıflandırma, hangi diziden çıkacağına kadar karar verilmesi gereken pek çok değişken söz konusudur. Bu çerçevede bu makale, Said’in Oryantalizminin Türk siyasi, entelektüel ve akademik alanlarında yarattığı etkinin ideolojik, kültürel ve tarihi unsurlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.