A Critical Discussion on Turkish Students’ Thoughts about Syrians over Nation-State Teachings
Hatice Yaprak CivelekThis study is mainly based on chats with secondary and high school students. The implicit points in their daily complaints about their Syrian peers in neighborhoods were turned into a problematic for a qualitative survey. The students living in the regions in which generally Syrian immigrants are located account for the research group. The results were based on the analysis of the students’ letters they wrote to their Syrian peers in the spring of 2018: 150 letters saluting the young Syrians with “Dear my Syrian Friend” are exposed to a discourse analysis. The theoretical structure drawing classical and contemporary Marxist approaches together argues that the relationship between nationstate ideology and education creates a kind of political socialization in response to the ideal value of “fully-democratic education”. The salutations and nationalist statements that the students wrote reveal that not any mechanism of acceptance works. The students accuse the Syrians, particularly young men, of being unfaithful to their own country foremost, and of weakening the economy of the country where they took refuge by being a cheap labor force, behaving inappropriately towards the traditional and moral values, becoming a threat to Turkish language, having high fertility, taking over common spaces and behaving loosely.
Ulus-Devlet Öğretileri üzerinden Türk Öğrencilerin Suriyeli Göçmenler Hakkındaki Düşünceleri Üzerine Eleştirel bir Tartışma
Hatice Yaprak CivelekBu çalışma, ilk olarak, ortaokul ve lise öğrencileri ile yapılan muhabbetlerden ibaretti. Mahallelerdeki Suriyeliler hakkındaki günlük şikâyetlerinin altındaki örtük noktalar bir kalitatif araştırma sorusuna dönüştü. Genellikle Suriyeli göçmenlerin yerleşmiş olduğu bölgelerde yaşayan öğrenciler, araştırma grubunu oluşturmaktadırlar. Sonuçlar, 2018 Bahar aylarında, öğrencilerin Suriyeli akranlarına yazdıkları mektupların analizine dayanmaktadır: Genç Suriyelileri “Sevgili Suriyeli arkadaşım” şeklinde selamlayan 150 mektup, söylem analizine tabi tutulmuştur. Klasik ve çağdaş Marksist yaklaşımları birlikte dikkate alan teorik yapı, ulus-devlet ideolojisi ve eğitim arasındaki ilişkinin, “tam-demokratik eğitim” idealine karşılık, nasıl bir çeşit politik sosyalleşme yarattığını tartışmaktadır. Öğrencilerin yazdıkları selamlamalar ve milliyetçi ifadeler herhangi bir kabul mekanizmasının işlemediğini gösteriyorlar. Öğrenciler, Suriyelileri, özellikle genç erkekleri, en başta kendi ülkelerine sadakatsizlikle, sonra sığındıkları ülkenin ekonomisini ucuz iş gücü ile zayıflatmak, Türk geleneksel ve ahlaki değerlerine uygunsuz davranışlarda bulunmak, Türk diline tehdit oluşturmak, yüksek doğurganlığa sahip olmak, ortak yaşam alanlarını ele geçirmek ve rahat davranmakla suçlamaktadırlar.